Eylül, Venüs’ün gözyaşlarını taşır— aşk, kırık bir aynada çoğalan yüzün. Ekim, Mars’ın paslı kılıcını salar üzerimize, soğuk bir rüzgâr gibi keser teni, içimizi. Kasım’da gökyüzü, kan ve kül kokar: Venüs ve Mars karşı karşıya gelir, bir kavuşma değil, bir meydan savaşıdır aşk! Ama bütün bunlar masal! Çünkü bahar, haritada değil, senin kalbinde açar. Eğer yüreğin yanıyorsa, Satürn bile zincir vuramaz sana. Ama donmuşsan içten, Güneş bile ısıtamaz gövdeni. Takvim, göğe asılmış yalancı bir muska; her yaprak düşerken bir gezegen daha yanar. Zaman, yıldızların kanında yazılıdır. Ama—seviyorsan, seviliyorsan, işte o zaman Venüs ve Mars birbirini öldürmekten vazgeçer, gökyüzü ateşten bir gül açar. Gerisi sadece küller, takvimin karanlık yapraklarıdır.